12- SELAM ALMAK (YANİ
VERİLEN SELAMI CEVABLAMAK) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ
نُمَيْرٍ.
حدّثنا عُبَيْدُ
اللهِ بْنُ
عُمَرَ.
حدّثنا
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي سَعِيدٍ
الْمَقْبُريُّ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
أَنَّ
رَجُلاً
دَخَلَ
الْمَسْجِدَ،
وَرَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم جَالِسٌ
فِي
نَاحِيَةِ
الْمَسْجِدِ.
فَصَلَّى،
ثُمَّ جَاءَ
فَسَلَّمَ. فَقَالَ
((وَعَلَيْكَ
السَّلاَمُ)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir adam (ki Halid bin Rafi'dir) Mescid-i
Nebevi'ye girdi. O sırada Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de mescid'in
bir kenarında oturuyordu. Adam namaz kıldıktan sonra (Nebi s.a.v.'in yanına
gelip) selam verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «Ve
aleyke's-selam.» buyurdu. (Sana da selam olsun)
AÇIKLAMA: 3696’da